ŞİŞMAN.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Athletic

ŞİŞMAN.
Hakim konuştukça konuşuyor. Koca bir holdingi batıran salak abim yüzünden bitmez tükenmez davalar ile uğraşmak bana kaldı. Bankalardan kaçırabildiğim bir kaç gayrımenkul biraz para ile yeni işler yapmaya çalışıyorum. Kurduğum başka bir şirket üzerinden küçük bir otel açmak üzereyim. Holding batar batmaz boşanan kocamdan olan iki çocuğa düzgün bir hayat bırakmak derdim. En zengin 100 aile arasından geldiğimiz yere bak.

– Sen bu kadar dalarsan biz kazanacağız.

Davalı her banka ile kavga gürültü devam ediyor. Ama arkamdan konuşan tam bir uygar insan. Mahkeme ve diğer dosyalarda en güçlü rakip olmasına rağmen bir kere bile sesini yükseltmeyen bir centilmen.

– İflasımızı isteyen sensin zaten

– Evet kişisel olarak kılım sana. Gülüyoruz ikimiz de. Hakim dosyayı altı ay sonrasına sallıyor. Diğer davalı bankalar selam bile vermeden çıkarken iyi günler demek için yanına gidiyorum, bana her zaman çok nazik çünkü.

– Otel açıyormuşsunuz deyince aklım başımdan gidiyor.

– Panik yapma beni ilgilendirmez, ben holdingdeki kredileri çözme derdindeyim. Hem çok güzel hukuki zemine oturtmuşsunuz. O otele takibe geçemeyiz.

– Açılışa gelin o zaman.

– Yanlış anlar patronlar ama haftaya eşim ile Bodrum’dayım. Uğrarız kahveye.

Şöyle bir hukukçu genel müdürümüz olsa bu hale gelmezdi koca holding.

Neredeyse beş senedir amele gibi çalışıyorum. Çocuklar gelince pazar öğleden sonra sahile atıyoruz kendimizi. Denizden çıkıp küçük olanı kurularken arkamdan tanıdık sesi geliyor.

– Hayırlı olsun, çok beğendim oteli. Eren Bey, yanında da kadın olarak bile gözlerimi alamadığım güzellikte eşi ve tek çocukları. Neredeyse ikimiz de kırkız, aynı yaştayız ama benden on beş yaş genç gözüküyor kadın.

Eşi ile tanışıyoruz. Kilolarımdan dolayı bikini giyemedeğimden, mayonun saklayamadığı göbeğim ve bakımsız saçlarımdan utanıyorum. Bir kahve içme sırasında çocuklarım ile arkadaş olup ayrılıyorlar. Bir saat sonra cebimden arıyor. Eşimle marketteyiz. Akşam yemeğini beraber yemek ister misiniz. Kaldıkları otelin adını söylüyor

Sekiz gibi otellerindeyim. Güzel kadının yanında ezilmemek için saçlarımı yaptırdım. Tek parça elbisem doğal kestane saçlarım ile uyumlu. Elbise aldığım kilolar ile biraz dar olsa da içinde rahatım.

Güzel bir yemek gülüp eğleniyoruz. Çocukları uyuklamaya başlayınca karısı on gibi izin istiyor. Eşiyle vedalaşıyorlar. Eren gece uçağı ile İstanbul’a döneceğim diyor. Arada izin isteyip elinde ufak bir seyahat çantası ile dönüyor. Bir saat sonra kalkıyoruz biz de. Çok içtik.

Gülerek arabama doğru gitmek için restorandan lobiye inen asansöre biniyoruz. Asansörün kapısı açıldığında refleks olarak iniyorum. Peşimden de o geliyor. Ara katlardan birindeyiz. Geri döner dönmez burun buruna geliyoruz.

– Yanlış kat değil. Bu gece burada benimle kalacaksın.

Ben durumu kavramaya çalışırken bir eli ile kalçama yapışıp kendine çekiyor.

– Eren Bey lütfen

Kulağıma eğilip boynuma sıcak nefesi ile fısıldıyor.

– Hayır deme. Bir elini önündeki sertliğe yapıştırıyor. Hızla geri çekiyorum.

– Mayomdan taşan göğüslerin için sabahtan beri böyle geziyorum.

Duvar ile arasından çıkmaya çalışırken geldiğim noktanın şokundayım. O nazik adam gitti karşıma azgın bir tipik Türk erkeği geldi. Şaşkınlıktan konuşamamı kabul olarak düşünüp boynumdan göğüslerime doğru iniyor dudakları.

– Yapmayın son kez uyarıyorum.

– Yapacağım ve sabaha kadar sürecek.

Dudaklarımı kapmaya çalışıyor. Kaçıyorum. Duruyor. Etrafa bakıyor. Elim ayağım titriyor. Oracıkta bayılabilirim. Beş sene oldu boşanalı. Kimse beni arzulamadı ben kimseyi arzulamadım. Bir otel koridorunda tecavüze uğrar gibi sikilmek istemiyorum. Ayrıca bu adam nazik eli yüzü düzgün ama hayalimdeki bir tip hiç değil ve neredeyse benim yarım kadar

– Gel şuraya diyerek. Kat temizlikçilerinin kullandığı depoya sokuyor. İtiraz etmeden içeri adım atıyorum.

– Bırakın Eren Bey gideyim, çok içtik ikimizde. diyerek sözde itirazımı sürdürüyorum.

– Tam hayalimdeki kadınsın. Büyük göğüslü, balık etli, yeşil gözlü. Her davadan sonra seni düşlüyorum.

Şişko bir dul olarak yıllardır bir erkeğin beni arzu edeceğini hayal bile etmezdim. Benimle ayda yıkda bir zorla sevişen kocam, sevişirken bile kilolarıma söylenirdi. Yüz yüze konuşurken beni havlu dolabına doğru sürüklüyor. İki eli de kalçamda. Ellerim ile ellerini vücudumdan ayırmaya çekmeye çalışırken kafası yakası açık elbisemde iki göğsüm arasında. Dudakları ve dili tenimde. Acıtan parmakları elbisemi belime kadar sıyırmış çamaşırımdan taşan kalçalarıma batıyor. Yanıyor her yerim. Direncim düşmek üzere. Sevilmeye sevişmeye ihtiyacım var oysa. İki çocuklu bir kadın olarak da düzgün birini bulmam çok zor zaten. Kafasını itekliyorum. Burun buruna bakışıyoruz. Elleri kalçalarımdan okşayarak ayrılıyor.

– Biliyorum sadece bunun böyle olmamasını istiyorsun. Ama seni çok istiyorum.

Davalardaki gibi. Atacağımız her adımı önceden kestirirdi. Şimdi de beynimi okuyor sanki. Beni isteyen bir erkeğin beni sikmesine çok ihtiyacım var ama burada bir depoda değil. Yine boynuma sokuluyor.

– Şimdi bacaklarını açacaksın ve bunu içine alacaksın. Boynumu öperken kaçınmıyorum artık. Sağ elimi tutuyor. Ne ara açtığını fark etmediğim şortunun fermuarından içeri sokuyor. Düğmeyi de çözünce şortu yere iniyor. Elimdekine bakamıyorum ama sert sıcak kalın. Dudaklarıma yapıştığında dişleri ile alt dudağımı çekiştiriyor. Dişleri canımı yakıyor. Aynı şekilde karşılık veriyorum. Dişleri arasında uzayan dudağımı kurtarıp ben onun dudaklarına yercesine saldırıyorum. Aç kurt olan benim ne de olsa. Dilini emiyorum dudaklarımın arasında. Parmakları bacakaramda iki deliğime batıyor. Birbirimize dövüşür gibi saldırmış durumdayız. Dili ağzımın içindeyken ayaklarına inmiş şortundan kurtuluyor. Külodumu iki yanından tutmuş kalçalarımdan aşağıya indirmiş durumda. Çıplak sertliği göbeğimin altına batıyor. İçime girebileceği kadar ıslağım yine de yavaş lütfen diyorum.

Dudaklarımız ayrılmadan ona yardım etmek için iki yandan çekiştiyorum çamaşırımı. Nefes nefese sanki iki dakikada sevişmeye başlamazsak ölecekmişiz gibi birbirimize saldırmamız devam ediyor. Altımdaki tanga değil ki yıllardır sevişmeyen kadının donu rahat çıkartamıyorım. Yırtıp atmak istiyor belli ki. Biraz daha aşağı çekince yere düşen çamaşırdan bir ayağımı kaldırarak kurtuluyorum ben de.

Tek bacağımı dizinden havaya kaldırıp beni duvara dayıyor. Alttan sikinin am dudaklarıma değdiğini hissediyorum. Bu pozisyonda koca göbeğimden içime nasıl girecek?. Acımasızca itekliyor sikini. Bağırıyorum dur diye. Duruyor. Eli ile yavaşça yerleştiriyor bu sefer. Tek bacağımın üzerinde sırtım dolaba yapışmışken dudaklarımı emerek bir kere daha itekliyor sikini. Bu kadar derine bu pozisyonda nasıl ilerleyebildi?

Dur dur diye bağırmam sadece hızlanmasına neden oluyor. Amımın içinde sıcak sert bir sopa var sanki. Acıyor. Beş yılı geçti içime sik girmeyeli. İçime giren normal bir şey olamaz. Acı aldığım zevki azaltıyor. İteklemeye çalışıyorum.

O da rahat değil ağırlığımı taşımaktan. İçimden çıktığında korkunç bir rahatlama yaşıyorum. Arkama döndürüp dolaba doğru eğiyor. Arkamdan bu sefer yavaş yerleşiyor. Islanmış siki yavaşça kayıyor. Git gele başladığında genişlemiş kalçalarımı da sıkıyor. Dolabın kapaklarına tutunarak güç almaya çalışıyorum.

Özlediğim bir haz dolaşmaya başlıyor vücudumda. Düşünceler kayboluyor. Yıllardır sikilmeyen kadınlığım mı daraldı içime giren sik mi çok kalın düşünmüyorum. Kalçama bir tokat iniyor. Aldığım zevk bu sefer acıdan fazla. Bir tane daha, seri halde kalçama tokatlar indiriyor. Kocamın böyle bir huyu yoktu. Kalçalarıma inen tokatlarla uyumlu içimdeki sikin de hızı artıyor. Öyle anlar geliyor ki sikin kalınlığı canımı yakıyor sonra içimde değdiği yerler gözlerimden şimsekler çaktırıp tarifsiz zevklere ulaştırıyor. Göğüslerimi eğilip elbisenin üzerinden sıkıyor. Yardım edip bir göğsümü dekoltemden çıkarıyorum. Göğüs ucumu sıkıyor parmakları ile. İyice vücudumu kendisine çekmiş durumda. Artık önünde domalmış durumda değilim. Göğsümdeki ve boğazımdaki eli ile kendine iyice çekmiş ayakta sikiliyorum.

– Sabaha kadar sikeceğim kızarmış götüne mayo giyemeyeceksin diye boynumu emiyor.

– Dar amcığına mı ağzına mı boşalayım ha cevap ver bana. Nefesim boğazımda düğümlenmiş. İçimde o kadar hızlanmış ki derinliklerimde bir yerlerin yerini değiştiriyor siki.

– Amını dolduruyorum o zaman.

– Hayır diye bağırıyorum.

-İşte böyle bağıra bağıra boşal.

Ben bu pozisyonda hiç boşalmamıştım. Boğazımdaki eli aşağıya inmiş göğsümü koparacak gibi sıkıyor. Kasılmalarımı benden önce fark etmiş. Tutunacak bir yer arıyor içimdeki sikten kaçmak istiyorum. Aklımı kaçıracak bir tempo ile giriyor içime. Bacaklarım titriyor. Bacaklarım sonrasında göbeğim hastaymışçasına titrer boşalırken. Ama bu hayatımda ilk defa ayakta iken oluyor. Bacaklarım taşıyamıyor beni. Kendimi bırakınca beni o da tutamıyor dizlerimin üstüne çöküyorum.

Daha kendime gelmeden kafamı çevirip sikini suratıma doğru sıvazlıyor. Yumruğum büyüklüğünde sikinin mantarı. Ucundan çıkan ilk spermleri görünce gözlerimi kapıyorum. İki üç fışkırma burnuma, dudaklarıma boynuma çarpıyor. Kıpırdayamadan oturuyorum bir süre. Gözlerim kapalı. Bir havlu yüzüme değiyor. Yüzümü özenle silince gözlerimi açabiliyorum. Az evvel dölleri değen dudaklarımı hafifçe öpüyor.

– Bekle iki dakika ben bir oda ayarlayım. Bu halde çıkamazsın.

O dışarı çıkarken fark ediyorum. Elbisemin üzerinde döllerin izi duruyor. Zorlukla kalkıp bulduğum başka bir havlu ile elbisemdeki lekeleri ve bacakaramı siliyorum. Depodan çıkıp asansör önünde beklerken telefonum çalıyor. Oda numarasını söylüyor. İki kat yukarıdaki odaya çıktığımda kapı açık.

Kapıdan içeri girer girmez beni kendine çekip yine dudaklarıma yapışıyor.

– Daha yeni başladık. Şimdi git duş al ve yanıma gel.

Cevap bile vermeden emirlere uyuyorum. Banyoya girip duşun altında ılık su bir anda kızarmış kalçalarımı acıtınca kendime geliyorum. Bu adama niye hayır diyemiyorum. Sabunlarken am dudaklarım sızlıyor. Duştan çıkarken oda kapısında birileri ile konuştuğunu duyuyorum. Çat diye banyo kapısını açıp elbisemi yerden alıyor ne oluyor demeden lavaboda ıslatıyor.

– Kuru temizlemeye veriyorum, elbisen ıslandı dedim. Yarın sabaha kadar temizlensin.

Bornoza sarınıp çıktığımda o giriyor duşa bir şişe su dikiyorum. Belinde bir havlu ile çıkıyor. Normal hatta sıradan bir vücut.

Koltuktayım. Yatağın ucuna karşıma oturuyor.

– Biraz sert sevişmeyi seviyorum özür dilerim. Ama seni aylardır istiyorum bir de bugün mayo ile görünce daha sert şeyler düşünmüştüm.

– Senden hiç ummazdım dedim. Hiç böyle bir adam gibi durmuyorsun.

– Ne yapayım? Karım misyonerde kıpırdamadan yatan biri. Sendeki gibi göğüsleri ve geniş kalçaları görünce dayanamıyorum.

– Başkaları da mı oldu.

– Sende hepsinden fazlası var.

– Ne gibi? Sorar sormaz pişman oldum. Beni kendi oyununa çekiyor.

– Hiç mahkeme salonlarında olmaması gereken masum bir yüz. Her gece erkeğini alacak geniş kalçalar.

Uzattığı elini tuttum.

– Canımı yakma dedim.

– Canını ben yakmadım ki o yaktı.

Belindeki havluyu indiriuyor. Haklı. Başucumda yarı dikilmiş siki duruyor ve bu sik canımı az bile yakmış. Sanki vücuduna başka birisinden monte edilmiş gibi duran bir canavar var karşımda. Baş kısmından köküne doğru kalınlaşan çengel gibi kıvrılmış yüzeyi damarlar ile kaplı sanki bir insana değil de hayvana ait olan bir sik. Ne kocamda ne de yurtdışında okurken edindiğim erkek arkadaşlarımda böyle bir şey görmemiştim. Mastürbasyon yaparken izlediğim pornolardaki gibi de değil kocaman, üstündeki damarlar korkunç şişe kalınlığında çirkin bir canavar.

Ben sikine bakarken gidip yatağa oturup sırtını yastıklara dayadı.

– Gel buraya çıplak olarak

Kalkıp yanına giderken bornozumu çıkarıyorum yine emirlerine uyarak.

– Eğer sen bunu nazikçe güzel ağzına sığdırabilirsen o da sana karşı nazik olur.

Yatağa girerek dizlerimin üzerinde sike doğru eğiliyorum. Aklım beni çoktan terk etmişti. Onun değil sikinin talimatlarını dinliyorum sanki. Ben bunu nasıl içime aldım düşüncesi dışında bir şey yok aklımda.

– Bunu nasıl aldım ben

– Hepsini almadın daha.

Mantar başını ağzıma alarak başlıyorum. Kendini hafif yana kaydırarak arkadan bacaklarımı aralıyor. Garip bir 69 pozisyonundayız. Ben domalmış sikini emmeye çalışırken parmakları amıma ulaşmış bile. Ağzımdaki şiştikçe yalamam imkansız. Kabarmış başı ağzıma sığmıyor. Dilim ile baş kısmını yalayarak taşaklarına iniyorum. Tek elim ile çevresini saramadığım sikin tamamını yalamak emmek istiyorum. Amıma iki parmağını sokmuş bir sik gibi içinde hareket ettiriyor.

– Avucumu doldurdu suların. Gel sikmek istiyorum seni.

Misyoner pozisyonuna çeviriyor. Doğru düzgün bir ön sevişme bile yapmadan ıslanmış kadınlığımla vücudum kıvranıyor. Kalın bacaklarımı iki yana ayırıp zayıf vücudu ile araya giriyor. Dudaklarıma eğilip alt dudağımı dişleyip sonra boynuma inerken sikinin başını kadınlığımın girişine bastırıyor. Dış dudaklarım içeri doğru kıvrılıyor sanki. Boynumu acıtarak emerken siki girmeye devam ediyor. Sanki dakikalar boyu sürüyor içimdeki yolculuğu. Hep aynı şeyi fısıldıyor, tamam bitmek üzere. Her yerimi yararak vücuduma ateş bastırarak ilerleyen sik kadınlığımın sınırlarında duruyor.

– Bağırabilirsin

Nefes alamıyordum ki ne bağırması. Yavaşça içimde ileri geri yapıyor. Sonra üzerimden biraz kalkıp kalçaları ile kadınlığımın diplerini dövmeye başlıyor. Hayvani siki içimdeki tüm suları geri çekerek çıkıyor ve sonra aynı hayvani hızıyla siki amımı patlatır gibi geri dolduruyor.

Bağırıyorum gerçekten. Sadece aldığım tanımsız zevkten değil. İkişer parmağının arasında sıktığı iki meme ucumun acısından, amımın gerilmesinden. Şişmanlıktan 105 cm olmuş memelerimin uçları şişmiş hassaslaşmış ve parmakları arasında acı ve zevk oyuncağı olmuş.

Ellerini itekleyince bir elim boğazıma yapışıyor boğacak gibi sıkıyor.

– Boşal hadi Yeşim, adımı bağırarak

Hiç olmadığı gibi boşalıyorum. Adını bağırarak. Yüzüm vücudum ter içinde, ateşim çıkmış. İçindeki at siki nedeniyle kıpıryamayan ama kıvranan amımla.

Sadece içimde hafif hafif gezerek orgazmımın yatışmasını bekliyor. İçimden çıkıp beni yan çeviriyor. Biraz rahatladım derken tek bacağımı altına alıp diğerinin arasından koca yarağı içime sokuyor. Daha önceki erkeklerin ulaştığı yerlere yarısını sokarak nazikçe hareketlerini sürdürürken sohbete başlıyor.

– Senden vazgeçemem. Aradığım her şey sende.

– Dağıttın beni

– Hayır sen beni, her yerine izimi bırakmak istiyorum.

Temposu tekrar hızlı.Sert vurdukça organlarım yer değiştiriyor sanki. Üzerine jokey gibi oturduğu bacağım uyuşmuş bir eli ile araladığı diğer bacağım arasından çılgınca kadınlığıma giriyor. Boştaki elini parmaklarını etli kalçalarıma batırıp sonra acımasız tokatlar indiriyor. Eş zamanlı olarak siki vajinamın dibini bulurken tokat kıçıma yapışıyor. Acı ve zevk aynı şiddette gitgide her ikisini de daha fazla ister haldeyim. Göğüslerim savruluyor, kökleri acıyor sallanmaktan.

image
Yeni orgazm dalgasına teslim olurken bu sefer yavaşlamıyor. Bir eli bacağıma diğeri kalçama gömülmüş bağırarak içime döllerini akıtırken ben savrulan göğüslerimi tutarak ağlamaya başlıyorum. Hıçkıra hıçkıra hayatımdaki en şiddetli orgazmı yaşarken vücudum ile beynimin bağı kopuyor. Döllerini sanki daha derinlere boşaltabilirmişcesine sikini daha da içime itekliyor. Sıcak spermleri ıslaklığıma karışıyor. Karnımdaki ve göğsümdeki yangın azalınca kalçalarımı hafif geri çekiyorum. İçimden çıkıp arkamdan sarılıp az evvel dişlediği emdiği boynumu öpmeye başlıyor.

İçimden süzülenler spermleri ve zevk suları. Vücudumun her yeri saatlerce spor yapmışım gibi sızlıyor. Zorla kalkıp tuvalete gidip geliyorum. Ben yatağa kıvrılırken o telefonda sabah uçağına yer ayırtmaya çalışıyor. Oda servisinden bira istiyor. Gözlerim yavaşça kapanıyor ama gözlerim kapalı iken bile aklımdan kalın vahşi görünümlü sikinin görüntüsü gitmiyor.

Gözlerimi açtığımda karşımdaki koltuğa oturmuş beni seyrediyor.

– Uyudum mu?

– Yarım saat kadar.

Gelip yavaşça dudaklarımı öpüyor. İlk defa dillerimiz bir birini tanıyor. İki aşık gibi dakikalarca öpüyor beni. Bir eli kadınlığıma iniyor. Sonra sırılsıklam parmağını gösteriyor. Utanıyor ve şaşıyorum evet bacakaramda bir musluk var sanki.

– Seninle saatlerce sevişmek istiyorum ama onbeş dakika sonra çıkmak lazım.

Göğüs uçlarımı acıtmadan öperek aşağılara kayıyor bacaklarımı aralıyorum. Yalayarak inen dili kadınlığıma gelecek diye.

– Hazırlıksızım biraz temiz değil diyorum. Neredeyse bir on günlük kıllar hafif uzamış. Yıllardır erkek görmemişim ne bileyim.

– Fazla zamanımız yok amını sonra yalarım.

İşareti ile önünde domalıyorum. İki eli ile etli kalçalarım arasında kendine yer açıyor. Daha tamamen sertleşmemiş sikini amıma bızırıma sürtüp iyice ıslatıyor.

– Çok ıslak sıcak ben söylemeden de o kılları kesmeyeceksin.

Yine yavaş yavaş ama acıta acıta yerleşiyor amıma.

– Duymadım cevabını

– Kesmeyeceğim senin için uzatacağım.

Arkamda hızlandıkça kalçaları kalçama yapışıyor. Acı ve zevk yine bir arada. Gözlerim yaş içinde bağırıyorum. Kafamı iyice bastırıp yastığa gömüyor. Boğuluyorum saçlarıma doladığı eline vurunca nefes almama izin verip tekrar kafamı bastırıyor. Zaman kavramını kaybediyorum. Eline vuramıyorum artık, elimi zorla kaldırınca saçlarımı kopartırcasına çekip kafamı yastıktan kurtarıyor nefes alma iznim bitince yine sikmeye devam ediyor.

Boşalırken göbeğim titriyor. Bir eli ile titreyen göbeğimi sıkarak temposunu değiştirmiyor. Elini bızırıma bastırıyor. Yükselen zevk dalgası boşalmaktan hassaslaşan bızırıma değdikçe acıya dönüyor. Öne doğru yığılıp kaldığımda daha önceki orgazmlarımda yaptığı gibi boşluk vermiyor. Belli ki o da yakın kalçalarımı ayırarak girmeye devam ediyor. Eli kalçalarımızın arasında vücutlarımız yapışmış.

– Götünü de sikeceğim.

– Hayır olmaz

– Bugün değil. Kendin gelip götünü siktireceksin bana

– Yeter boşal artık.

Yarı baygın haldeyim. Sadece hafif hafif inleyebiliyorum. Arkamdaki hayvanın girip çıktığı amımın hala ıslak olması şaşırtıcı. Hareketleri yavaşlıyor ve sertleşiyor sert vuruşlar için geri çekildikçe baş parmağı göt deliğimi eziyor. Son vuruşu ile üzerime yığılıyor. Amım o kadar hissizleşmiş ve uyuşmuş durumda ki boşalmalarını bile zor hissediyorum.

Telefonun çalmasına uyanıyorum. Resepsiyon elbisemi hazırlamış. Oda da yalnızım duşa yürüyorum. Boynum ve göğüs çevrem morarmış. Kalçalarımda parmak izleri, sağ kalçam ise kıpkırmızı. Bu hafta mayo giyemem.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir