Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 9 Ozge Yengem –
Arabamla son sürat köye gidiyordum. Cep telefonumu çıkartıp hoparlörü açtım Aysel yengemi arıyordum;
-Alo yenge.
-Kuzum nasılsın?
-İyiyim yenge sen?
-İyi valla napam köydeyim oturuyorum.
-Sıkılmışsındır şimdi sen geleyim de arkadaşlık edeyim sana
-Hahaha gel kuzi
-Yoldayım geliyorum yenge onu haber edeyim dedim. Hem mal gelecekmiymiş, gelmiş mi babam git bir bak dedi.
-Yok gülüm daha gelmedi.
-Aman gelmesin bir kahve içeriz o gelesiye
-La gelsin gene kahve içeriz, hayvanlar aç yem gelecekti onu bekleyip duruyoruz.
-Hahaha çokta seviyo hayvancıklarını.
-Severim. Hadi kapa araba kullanıyon herhal.
-Aynen yenge. Hadi öptüm.
-Bende kuzum.
Telefon susar mı hiç, İlayda arıyordu.
-Efendim aşkım.
-Aşkım okul çıkışı göremedim seni neredesin eve geldim, yengen köye gitti dedi.
-Yavrum haber veremedim sana, köye yem gelecek tırla onu alacam falan işlerim var, kusura bakma haber veremedim.
-Yok sorun değil de keşke beni de alsaydın merak ediyorum çiftliği.
-Söz getiririm ben seni buraya yavrum, trafikteyim kapatmam lazım. Öptüm
-Seni seviyorum.
Keşke götürseydim, köyde hazır koca da yok basında, ben İlayda’yı sikerken yengeme inleme seslerini dinletir kudurturdum, ama köyde tek o yaşamıyor ki of amk ne yapıp edip sikmem, sikemesem de temas kurmam lazımdı yengem ile.
Köye varmıştım. Çiftliğin girişine park ettim arabamı. Yengem hayvanların yanında, eğilip kalkıyor, onlarla ilgileniyordu. Güllü nenem gördü;
-Oy kuzeyim gelmiş, gel hele kuzum gel,
-Güllü nene gelemiyorum ayakkabılar var oralar çamur, yok mu çizme?
-İçeride var kuzum eve gir bak.
-Tamam nene.
Aysel yenge bizi duymuş işine devam ediyordu. Eve gidip çizmeleri geçirdim ayağıma, Aysel yenge hayvanlara su vermek için kova ile su taşıyordu koştum arkasından aldım elinden. Ellerimiz bir birine değiyordu.
-Aman yenge ver ne yapıyorsun?
-Ne yaptım ayol?
-Civciv kadarsın boyun kadar su kovası taşıyorsun ver taşırım ben.
-Olsun kaldırabiliyorum ama.
İstem dışım gülmüştüm.
-Kaldıramıyorsun demedim de. Olsun ver ben kaldırayım biraz da.
Aysel yengenin yüzü kızarmıştı. Birlikte gidip hayvanlara su verdik, tır gelmiş korna basıyordu.
-Cevat dede nerede?
-Çarşıya gitti.
Gidip tırı karşıladım, yemleri içeriye depoya taşıttırıyordum. Bir tane amele yengeme bakıp duruyor, yengemde ona göz ucuyla bakıyordu. Anlam veremedim. Adam her çuval taşıdığında yengemin gözlerinin içine bakıyordu.
-Yenge sen içeriye gitsene.
-Niye kuzey iyiyim burada.
-Git yenge sen hallederim ben.
Yüzü asılmıştı. Hoşuna gidiyordu amına koduğumun karısının, terli terli adamları izlemek. Adamlar malları taşıdı, gönderdim. Yengem içeriden çıktı yanıma geldi.
-Niye içeriye gönderdin beni?
-Adam seni s… yiyecek gibi bakıyordu çünkü o yüzden olabilir mi?
-Aman kuzey benim yenecek yerim mi kalmış. Şu halime bak ahım gitmiş vahım kalmış,
Ellinden tuttum, kendi etrafında bir tur döndürdüm.
-Vay yenge vay, ahın gidip vahın kalmış halin buysa, eski halini düşünemiyorum.
Yüzü gülüyordu.
-Niye la esk**i yengen artık.
-Yok yenge daha sen eskitirsin insanı.
-Öyle mi diyorsun?
-Aynen, baksana güzellik yerinde maşallah, su kovalarını taşıyarak vücudu sertleştirmişsin.
Kollarını sıkıyordum.
-Of be bu pazular bende yok ha.
-Dalga geçme eşşek,
-Acıktım.
-Ay kuzey Cevat
-Ne oldu Cevat’a
-Emzirmedim onu dur bi gidem emzirem.
-Hahaha koş acıktı çocuk.
Yengem gitmişti emzirmeye. Napacam ulan burada ben diyordum kendi kendime güllü nenem seslendi;
-Kuzey! Ey kuzey! Gel kuzum kaldır şu arabayı.
El arabasını taşımamı istiyordu. Ama çok ağırdı amına koyayım taşırken osuracaktım götümden çıkacaktı canım. Zor da olsa taşıyordum ama çamura batana kadar, ayağım kayıp çamura düştüm.
-Ay yavrum kalk bir şeyin var mı?
-Yok nenem ayağım kaydı ya
-Abuuu koş banyoya çıkmaz yoksam bu koku,
-Öfff bune be boka mı düştüm ben çamur değil mi bu?
-Hahahah piyango falan oyna, boka bulandın kuzey efendi. Koş içeriye yengen sıcak suyu ayarlasın sana.
-Of nene of çıkar mı bu koku?
-İyice ovalan, olmadı yengene söyle yardım etsin
-Neye yardım edecek?
-Keselesin güzelce seni çıkmaz oğlum bu koku yoksa.
Koşarak yengeme gittim kese diyordu amına koyayım.
-Yenge! Yenge! Bağırıyordum içeriye.
-He kuzey abooo bu ne hal la offf bok gibi kokuyon.
-He boka düştüm, çabuk sıcak suyu aç suya girecem.
-La kırk yıl keselensen anca çıkar bu koku of dur içeri girme bence ben kovaya su alayım.
-Yenge bekleyemem hava güzel zaten tut şurada hortumu bana.
-Bekle hortumu getireyim of kuzey leş gibi kokuyon la.
-Valla deyip durma sürerim boklu ellerimi üstüne bak, hadi hortum getir.
Yengem içeriye koştu hortumu bağladı çeşmeye, suyu üstüme uzaktan tutuyordu.
-Yenge yaklaşşana kedi çişi gibi su damlıyo üstüme akıt şöyle bol bol,
-Oğlum bu kadar su geliyor ne yapayım?
-Yaklaş uzaktan tutma.
Yengem yanıma yaklaşmış üstüme su tutuyordu. Soyunmaya başladım. İçimde boxerım kalasıya kadar soyundum bahçede, yengem dik dik bana bakıyordu.
-Yenge bana tut suyu nereye tutuyon gözlerimi açamıyom zaten.
-Bekle al şu çeşmeyi sen ben bir yandan kovaya su dolduracam.
Ben hortumla kendimi yıkıyor, şampuan, sabun ne buldum döküyordum. Bir süre sonra Aysel yenge iki kova su ile geldi yanıma paçalarını sıvadı, tası daldırdı kovaya,
-Allah boy vermiş otur şu tahtanın üstüne bakayım.
Tahtanın üzerine oturdum kafama su döktü, eline şampuanı alıp kafamı ovalamaya başladı. Boxer’ın kıyısından sikimin kalktığını hissediyordum. Alıp içeriye sokacaktım ama Aysel yengemin görmesini istercesine bacaklarımı açmıştım, ellerimle kese yapıyordum bacaklarıma, Aysel yenge kafamı yıkadı, sırtıma kese yapıyordu. Sırtımı güzelce keseledi, lifi verdi elime.
-Al bacaklarını kesele güzelce.
Dediği gibi bacaklarıma kese yapıyordum. Onun bana dokunuşları iyice azdırmış, sikim artık iyice kalkmıştı. Ben bacaklarımı keseledikçe sallanıyordum, sikimin kafası boxer’ın yanından çıkmış baya meydandaydı. Yengem kafamı şampuanlarken eli yüzüme gitti.
-Yenge gözümü yaktın.
-Ay pardon kuzum kapat gözünü.
Yüzümü avkuluyor, şampuanı iyice yediriyordu, aklımda acaba “sikimi gördü mü” geçiyordu. Ben bacaklarımı liflemeye devam ediyordum. Suyu aldı döktü yıkadı güzelce,
-Kuzey sert lifle çıkmaz o koku, ver şunu sen bana. Kalk ayağa.
Ayağa kalkınca sikim kazık gibi belli oluyordu hiç önümü kapatma isteği duymadım. Yengem önüme geçmiş, eline lifi almış bacaklarımı sertçe ovuyordu.
-Of yenge acıdı
-E çıkmaz ki bu koku başka.
Ben üstüme su döküyordum.
-Dur dökme bekle keseleyim bir otur uzat bacaklarını.
Tahtaya oturup bacaklarımı uzatınca sikim yine çıktı yan taraftan. Yengem bakmamaya çalışıyor ama gözleri oraya gidiyordu. Sikime bakarak bacaklarımı lifliyordu. Baya bir süre lifledi. Gözleri sikimden kaçmıyordu. Sırtıma geçti, kafama şampuan döküp yıkamaya başladı.
-Yenge?
-He kuzum
-Ya valla çok sağol sende olmasan arınamayacam.
-Ne demek kuzum önemli değil. Ama donunu çıkartıp yıkaman lazım.
-Nasıl burada mı?
-Evet oralarını yıkamadık, ben içeri gidiyom kovaya su doldurmaya sen yıkan güzelce
-E yenge gören olursa?
-Yiğitin malı meydan da olur kuzum görsünler bir şey olmaz hem kim görecek burada
-E peki yenge git sen içeri o zaman
-Tamam bitince seslen.
Yengem içeriye o tatlı küçük götünü sallaya sallaya gidiyordu. İyi hoş boxer’ı çıkartayım da sikim iyice kalkmıştı ki. Oğlum ne düşünüyorsun amacın göstermek değil mi zaten. Çıkarıp ağaca astım boxer’ı kasıklarımı, kalçalarımı iyice keseliyor, yıkanıyordum.
Yengem kapıdan seslendi
-Kuzum yıkadın mı bitti mi?
-Ya yenge arka taraflarımı yıkayamadım hala koku geliyor, elim ulaşmıyor oraya.
-Hadi ya giy donunu geliyom
Boxer’ımı giydim. Yanıma gelmişti.
-Dur ayakta ben yıkayacam arkanı.
Boxer’ımı sıyırdı, kalçalarıma dokunuyor, iyice lifliyordu, bacak aralarımı felan keseledi iyice. Donumu sıyırınca lastiği gevşemiş olacak ki kaydı düştü bacaklarımdan aşağıya. Kalçam yengeme dönüktü. O an panik olmuş gibi ona dönüverdim önümü. Koca sikim gözlerinin önündeydi. Resmen yengemin gözleri büyüdü.
-Abooo bu ne gı böyle.
Ellerimle kapatmaya çalışıyor ama başaramıyordum. Çok kalkmıştı çünkü.
-Yenge pardon ya tamam git sen yıkarım ben.
-Nere gidem la gördüm görecemi, tut elinle öyle ben ovalayam biraz daha.
Canıma minnetti. Ama o kasıklarıma dokundukça sikimi tam kapatamadığım için elleri sikime değiyordu.
-Kocaman la bu?
-Sorma yenge ya
-Niye la ne güzel işte
Yüzü kızarmıştı.
-Yeter gitmiştir koku, kendini yıka biraz da yoruldum içeri gidem üstümü değişeyim ben.
-Tamam yengem çok sağol.
Donumu çıkarıp attım.
-Ha yenge Veysel abinin kıyafetlerinden felan ayarlarmısın bana?
-Aynen ona gidiyom zaten hadi havlu getircem gel.
Ben biraz daha yıkandım. Havlu ile geldi. Belime sardım. Donumu çıkarıp attım oraya. Arkasından gidiyordum. Yatak odasına götürdü beni. Kıyafetler yatağın üzerindeydi. Veysel abi kilolu olmadığı için kıyafetleri bana olacağını düşünüyordum. Boxer hariç hepsi olmuştu.
-Yenge başka don yok mu? Denk gelmedi bu
-Nasıl gelmedi geleyim mi?
-Dur havluyu sarayım belime
Dememe kalmadı kapıyı açıp giriverdi yine sikimi görmüştü.
-Kuzum başka don yok valla hepsi öyle güven abininkiler daha büyük.
-Yenge senin yokmu şort gibi bir şeylerin.
-Yok kuzum ne arasın.
-He daha fantezi şeyler giyiyon yani anladım. Dedim sırıtarak.
-Yok be
-Hadi hadi, tamam donsuz kazım gibi duracam o zaman yaapcak bir şey yok.
Yengem odadan çıktı, dal taşşak sadece eşofmanı giymiştim. Ama sikim olduğu gibi meydandayı. Geçtim içeriye oturdum.
-Üşüdüm ya.
-Hasta olmazsın inşallah.
-İnşallah yenge. Ya valla kusura bakma bir anda döndüm önüne
-Yengemin kuzum ne olacak.
Ne olacak? Bu sözü diyeni sikmiştim diyordum içimden,
-Tabi yenge.
-Ama kuzey çok büyük değil mi yengem o?
-Bilmem başka görmedim ki yenge dedim gülerek.
-Yani bende Veysel abininkinden başka görmedim.
-Oda görebildiğin kadar sanırım.
-Nasıl kuzum?
-Sorun var ya Veysel abide.
-Ha evet.
-Ya yenge sen çok güzel genç kadınsın, Veysel abinin bu durumu sıkmıyor mu canını.
-Yok kuzum alıştım artık. Senin sevgililerin, karın çok şanslı olacak ama bu konuda.
-Yok be yenge
-Niye kuzum?
-Bizde de sıkıntı oluyor.
-Ana bu boyda ne sıkıntısı erken gelme mi?
-Yok yenge öyle değil. Nasıl desem alamıyor kızlar.
-E haklılar ama nasıl alsınlar. Görünce ben bile korktum.
-Yok be yenge o kadar mı?
-He valla o kadar.
Benim bu konuşmalardan sikim yine canlandı, kalkmıştı.
-Baksana eşofman üstünden ne kadar belli oluyor. Kızlar da haklı yani alamamakta. Neyse ben senin kıyafetleri yıkayayım güzelce kurusunlar.
Gidip kıyafetlerimi makinaya attı. 3,4 kez yıkadı onları. Tele astı onu izlerken uykuya dalmıştım, evin önündeki koltukta uyuyordum. Yengem uyandırdı.
-Kuzum kalk esiyor, geç içeriye yat.
Uyku sersemi kalkıp yatağa uzandım. Uyanınca içim tam dalmıyordu. Yengemin beni yıkadığı, keselediği, sikimi gördüğü anı hayal ediyor, sikim iyice kalkıyordu. Yengem yanıma geldi üzerimi örtecekti. Örtüyü üstüme attı, üstüme doğru çekerken eliyle sikime dokundu. Çok rahat hissedebiliyordum. Bacaklarımın üzerine doğru çekti örtüyü, ve eli çarpmış gibi yaparak sikimi sıvazladı. İçimde don olmadığı için çok rahat o parmaklarını sikimde hissediyordum. İçim dalmış uyumuştum.
Gözlerimi açtığımda saat gece 2 olmuştu. Yengem yatak odasında yatmak yerine, karşımda duran çekyatta yatıyor, Cevat yanında ki beşikte uyuyordu. Su içmek için sessizce kalktım. Yengeme baktığımda çok derin uyuyordu. Güllü nenem ile Cevat dede diğer evdelerdi anlaşılan. Ev karanlık, kimseler yoktu. Dışarıda köpek havlama sesleri geliyordu. Mutfaktan suyumu aldım. Yengem sigaramı cüzdanımı ayak ucuna koymuştu. Sigara almak için ayak ucuna gidip eğildim. Üzerinden yorganı düşürmüş, götünü bana doğru domalarak yüzünü duvara dönmüştü. Altında şort ve tişört vardı, demek ki sıcaklarda evde böyle giyiniyordu. Sigaramı aldım yengem iyice domaldı. Dışardan hafif bir ışık, ve gece lambası aydınlatıyordu odayı. Yengemi dürttüm.
-Yenge uyuyor musun?
Ses yoktu. Dürtmek için kalçalarına yakın yerine dokundum. Tepki vermiyordu. Kalçaları o kadar dolgun ve güzeldi ki içimden onları avuçlamak geçiyordu. Üzerine doğru eğildiğim de memeleri dışarıya fırlayacak gibi duruyor, tişörtten taşıyordu. Bembeyaz memeleri vardı. Dokunsam mı dokunmasam mı diye düşünürken zaten evde kimse yoktu uyansa bile en fazla tokat atardı. Veysel abiye söyleyecek hali yoktu ya. Ya söylerse? İçim içimi kemiriyor kendime engel olamıyordum. Göğüslerinde parmaklarımı gezdirdim. Yengem sırt üstü döndü. Ödüm bokuma karıştı, hemen kendimi kapıya attım. Ama uyanmamıştı. Göğüslerini kaşıdı ve sırt üstü uyumaya devam etti. Dışarıya çıkıp sigaramı yaktım. Ne yapıyordum lan ben? Ya uyansa fark etse ne bok yiyecektin? Belki onunda gönlü olur siktirirdi kendini Özge yengen gibi diye düşünüyor, sigaramı içiyordum. İçeriye tekrar döndüğümde şortu iyice sıyrılmış, yukarıya doğru çıkmıştı, içinde kırmızı külotu gözüküyordu bacaklarının arasından. Yanına doğru yaklaştım. Bacaklarını okşadım tepki yoktu, şortu bacağından biraz daha sıyırdım yine tepki yoktu. Sanki bana yardımcı oluyordu. Bir bacağını ayırdı. Şort iyice sıyrılmış külotu daha da belli oluyordu. Cesaretimi toplayıp külotunu sıyırdım yan tarafa. Gözlerime inanamıyordum. Bu amı daha önce kimse sikmemiş miydi? O dudakları, amının yarığı of sabaha kadar seyredebilirdim. Elimi amına götürüp dokunduğumda nemliydi. Islanmış olmalı, çok zevkli duygular içerisinde amında parmaklarımı gezdiriyordum. Yumulup yalamamak için kendimi zor tutuyordum. Dayanamadım. O amı öpmeliydim. Kafamı amına doğru yaklaştırdım. Dilimi çıkartıp gezdirdim hafifçe, ekşimsi bir tadı vardı. Öyle bir irkildi ki bacağı çeneme vurdu. Şok oldum, olduğum yerde duruyordum. Yengem şorta ve külota elini atıp düzeltti ve götünü bana döndü. Uyuyordu yada uyuyor numarası yapıyordu. Yatağıma geçtim. Bunu düşünürken uykuya dalmıştım.
Sabah olmuş Cevat ağlıyordu. Gözümü hafifçe araladım. Yengem memesinin tekini çıkartmış Cevat’ı emziriyordu. Tek gözüm açık onu izliyordum. Arada bana bakıyor gözlerimi kapatıyor, uyuyor numarası yapıyordum. Cevat’ı emzirip salladı beşiğinde tekrar uyuttu. Yengem ayağa kalkıp gerildi, esnedi yanıma gelip oturdu.
-Kuzey, kuzum hadi kalk sabah oldu, uyan kahvaltı yapalım kuzey.
Uyandırmaya çalışıyordu. Derin uykudaymış numarası yapıyor, elimi bacağına atıyordum. Elim bacağındaydı. Çıplak bacaklarına dokunuyordum. Yengem bir süre durdu. Üstümdeki pikeyi sıyırdı. Sikim çadırı kurmuş, ona bakıyordu. Gözümü hiç açmıyordum ne yapıyordu acaba? Üstümden pikeyi sıyırmaya devam etti, tekrar eli sikime değiyordu, ama bu sefer hem kuzey diye sesleniyor, hemde eline alıp sikimi sıkıyor, sertliğini hissediyordu. Bu sefer korkutma sırası bendeydi.
Uykumun arasında gerildim. Hemen elini çekti sikimden dürtmeye başladı.
-Yengem kalk sabah oldu.
Esnerken elim memelerine çarpmıştı. Yumuşacıktı
-Günaydın yengem.
-Günaydın kuzum hadi kalk.
-Yenge benim kıyafetler kurumuş mudur? Kalkmayayım şimdi.
-Yok ıslak daha.
-Hadi ya, tamam git sen içeriye kalkarım ben
-Niye? Haa tamam kuzum
Anlamıştı kalkık sikimle yataktan çıkmyacağımı.
-Güllü nenemler yoktu galiba gece nerede onlar?
-Diğer evde kalıyor onlar. Sabah erkenden afyona gittiler.
-Neden?
-Bizimkiler inekleri beğenmemiş, başka inek bakacaklar.
-Anladım.
Yengem mutfakta bir şeyler hazırlıyor yatağın içinde sikimi avuçlayıp yerleştirmeye çalışıyordum. Ayağa kalktım. Elimi sikime attım, yengem sikime bakıp, tepsiyi yere koydu.
-Yenge bi don olaydı iyiydi.
-Aman kuzum rahat ol kim görecek sen ben varız.
-E senden çekiniyorum zaten.
-Aman yengenim ben senin bir şey olmaz sal gitsin.
-İyi o zaman
Elimden sikimi çekince tüm ihtişamı ile belli oluyordu donumdan. Yengem resmen yutkunuyordu.
-Kuzey bugün çarşıya gidelim mutfak masrafı görelim.
-Tamam yenge benim arabayla gideriz.
-Senin arabayla gidemeyiz park edecek yer bulamazsın, dolmuş kalkıyor. Kahvaltıyı edelim Cevat’ı giydirelim çıkalım. Hem o zamana kıyafetlerin kurur.
-Tamam yengem.
Yengem bağdaş kurmuş oturuyor, arada sofraya eğildikçe memeleri belli oluyordu. Gözlerim memelerine gidiyor, baktığımı fark edince göğüslerini tişört ile kapatıyordu.
Dışarıya çıkıp kıyafetlerime baktım. Bok kokusundan eser kalmamış mis gibi kokuyordu, kurumuştu kıyafetlerim. Yengem yanıma geldi.
-Kurumuş mu kuzum kıyafetler.
-Kurumaz mı mis gibi olmuş canım yengem.
Kucağıma alıp kaldırmıştım. Belinden sımsıkı tutuyor, sikimle göbeğine baskı yapıyordum. Yanaklarından öptüm indirdim yere.
-Ay deli çocuk ya ne demek yengem bir daha boka bulaşma yeter diye gülüyordu.
-Hadi giyinelim de çıkalım sende hazırla Cevat’ı
-Tamam kuzum
Kıyafetlerimi giymek için yengemlerin odasına geçtim, gelir diye ağırdan aldım giyinme faslını ama gelmedi.
-Oh be dal taşşak dolaşmaktan sıkılmıştım.
-Hahaha boşver hava aldı oda.
-Aman yenge almasın utana sıkıla oturdum yanında.
-Aman kuzey, hadi hazırsan çıkalım.
Cevat’ı yengemin kucağından almak için kollarımı uzattım. Bilerek memelerine temas ettim. Değerli okurlar artık Özge yengem den aşinaydım durumlara. Ne çekinme ne utanma aklıma koydum bu taze gelini çatır çatır sikecek yarrağa doyuracaktım. Ama çok zorluyordu namussuz. Cevat kucağımda yengem yanında Pazar arabası elinde dolmuş durağına gittik. Yaklaşık 10 dakika bekledik dolmuş geldi. Çok kalabalıktı.
-Aboooo bu ne yenge binecez mi?
-Gülüm bunlar hep böyle mecbur binecez.
Yengemle dolmuşa bindik. Cevatı kucağımda tutuyordum. Yengem yanımdaydı. Sağ olsun oturan bir abla Cevat’ı kucağına aldı. Yengeme daha da yakın olmuştum amacım belli fortlamaktı. İlerledikçe insanlar biniyor, otobüs çok yavaş hareket ediyordu. Yengemin arkasına yani aramıza bir adam girmişti. Adamdan müsaade isteyip arkama aldım. Yengemin arkasına ben geçtim. Aramızda ip geçecek mesafe yok, sikimi yengeme dayıyordum resmen. Yumuşacık götü vardı. Otobüs yavaş gidiyor, benimde işime geliyordu. Birden ani fren yaptı. Yengemin belinden sıkıca tutup kendime çektim. Sikim iyice sertleşmiş, pantolondan fırlayıp yengemin götüne girecekti sanki.
-Ay kuzum düşüyorduk.
-Yok yenge tutarım ben seni
Belinden tutuyordum artık düşmesin diye. Oda ses etmiyordu. Biraz ilerledikten sonra, sıkıca tutmuyor, hafif gevşeltiyordum kollarımı. Yengem iyice bana yaslanmış götünü bana dayıyordu. Nefes alışverişimi ensesine üflüyordum. Otobüsün içi ve dışarısı o kadar sıcaktı ki. Boynuna doğru üfledim biraz serinler diye. Gıdıklandı boynunu kafasını eğerek kapattı. Kulağına doğru eğildim.
-Gıdık mı aldın?
Evet dercesine başını salladı. Yengemi daha sıkı tutup çektim kendime. Götünü kımıldatıyor, sikime iyice dayanıyordu, bir taraftan da kafasını sağa sola çeviriyor ama her yer insan normal kim ne görecek. Belini tutarken yanlışlıkla olmuş gibi, otobüs fren sıkınca elimi amına doğru attım. Giydiği bol şalvardan amını avuçlamıştım resmen. Elimi tutup çekti yukarıya. Tekrar kulağına yaklaştım.
-Pardon yenge.
Götünü sürekli bana dayıyor, sanki otobüsün hareket etmesinden oluyormuş gibi kımıldatıp duruyordu, azmıştı belliydi yani. Boynuna arada üflüyor, daha da kışkırtıyordum. Önünde başka bir adam vardı. Otobüs durakta durunca tekrar elimi amına attım öyle bir avuçladım ki parmaklarımı içine sokacaktım az daha şalvarın üzerinden yengem hiç ses etmedi, elimi de yukarıya çekmedi. Elim amındaydı, parmaklarımla hafifçe okşuyor, ben okşadıkça sikime götünü yapıştırıyordu. Otobüs bir daha durdu ve iyice yaslandı bana. Bende istiyor artık belli diyerek tekrar avuçladım amını.
-Hadi iniyoruz. Diyerek çekti elimi amının olduğu yerden.
Kollarımdan sıyrılmıştı. Cevat’ı kadının kucağından alıp indim. Hiç konuşmadan ilerledik.
-Yenge bu ne kalabalık keşke arabayla gelseydik.
-Baksana ana baba günü dolmuş bile iki saatte geldi ya park edemezdin, iyi ki dolmuşla geldik.
Bu lafın üstüne anladım hoşuna gitmişti bu ufak temaslar. Sikim kazık gibi pazarda geziyorduk. Yengem bir iç çamaşırı satan satıcının yanında durdu. İncecik ip gibi külotlara bakıyor, dantelli sutyenleri eline alıyordu. Bir tane tanga tarzı bir kırmızı külot aldı eline.
-Hep kırmızı alma beyaz daha çok yakışır, yada siyah
Yüzü kıpkırmızı oldu. Dün gece amına dil attığımın farkındaydı. Sözümü dinledi eli siyah ve beyaz iç çamaşırlarına gidiyordu. Bir tane önü dantelli beyaz külot aldı eline inceliyordu. Yanına yaklaşdım;
-Al bunu.
Hiç konuşmuyor hafif, hafif gülümsüyordu. Sutyenleri ellemeye başladı. Yanına gittim. Yan tarafta duran önü dantelli beyaz sutyeni elime alıp yaklaştırdım yanına.
-Bak bununla daha uyumlu bunu al.
-Baya zevklisin ha Kuzey.
-Tabii, hem sana çok yakışır.
Omzuma tokat attı, hoşuna gidiyordu. İç çamaşırlarını aldı, parasını ben ödedim zaten para harcatmıyordum ona. Bir yere oturup yemek yiyecektik lokanta tarzı bir yere girdik.
-Sen nereden biliyorsun bunları bakayım?
-Neyleri?
-İç çamaşırlarından anlıyorsun, kim bilir kaç tane kızın üstünde gördün.
-Çok diyordum pişkin pişkin gülerek. Ama hiç birine yakışmıyordu giydikleri merak ettim senin üstünde nasıl olur acaba bunlar yenge.
-Aman ne olacak kuzum sıradan iç çamaşırı işte. Yüzü kızarıyordu.
-Yok sıradan değil, telde gördüm de bazı iç çamaşırlarını, Veysel abinin seni boş bırakmaması lazım sen onları giydikçe
İyice utanmış gelen yemeğimizi yiyorduk konuşmuyordu. Ya bariz belliydi kendini siktireceği, yanıyordu amı. Veysel abi kim bilir ne zamandır doyuramadı bunu.
-Hadi gidelim eve artık.
-Gidelim yengem. Cevat’ı sen al, ben Pazar arabasını alayım.
Dolmuş durağına gittik yine tıklım tıklımdı. Yengemle göz göze geldik bindik dolmuşa. Ben yine arkasına geçmiştim. Cevat kucağındaydı.
-Ver sen bana Cevat’ı
Yan taraftan yaşlı teyze aldı bu seferde kucağına. Yer verecek olan yok, çoğu yaşlıydı zaten. Yada yengem gibi çocuklu kadın. Tam yengeme dayamak için hamle yapacakken kendisi yapıştı bana. Otobüs geldiğimiz kadar kalabalık değildi. İlerledikçe dolmaya başladı. Arkaya doğru ilerliyorduk, her adım attığımız da yengem götünü bana sürtüyordu. Artık dayanamıyordum pantolonumun içinde kalkan sikimi düzeltmek için elimi attığımda yengemin götüne değiyordu elim. Yengem hiç bozuntuya vermiyor aksine elime dayanıyordu. Elimi açıp avuçlar gibi tuttum götünü, yengem hiç tepki vermiyor sabit duruyordu. Acaba nereye kadar ilerleyeceğimi mi düşünüyordu. Sıkıntı yok ilerlerdim. Orta parmağımı arkasından amına hizalayıp tamamıyla avuçladım götünü, parmağımla amına baskı yapıyordum altında ki incecik şalvardan resmen amının dudaklarının kabardığını görüyordum. Elini arkasına attı elimi çekmek için, eliyle sikime dokunmuş oldu. Elimi tekrar götüne attım. Bu sefer alttan amını avuçluyor sıktırıyordum. Resmen dizlerinin titrediğini hissediyordum. Kolumu tutuyor ama ellerimi çekmiyor, daha çok bana yanaşıyordu. Bu anın bitmesini hiç istemiyordum. Önünü döndü bana. Yüzüme bakmıyor yere bakıyordu. Yanaştı, yanaştı, elimi önünden amına doğru attım bu sefer. Amını öyle bir avuçlayıp sıkıyordum ki. Gözlerimin içine baktı. Kıpkırmızı olmuştu yengem. Nefes almıyordu resmen. Gülümsedim. Kafasını çevirdi,hafif hareketler ediyor, elimle amını okşatıyordu.
-Geldik hadi inelim.
Ne çabuk geldik amına koyayım ya diyordum içimden. Otobüsten indik, yengem çantayı sürüklüyor, Cevat’ı kucağımda taşıyordum. Eve girdik, Pazar arabasını mutfağa attı. Cevat’ı kucağımdan alırken memelerine sürttü kolum.
-Yengem ben bir çocuğu emzireyim.
-Tamam yenge bende bir sigara içeyim bahçede.
Bahçeye çıkmış, sigaramı yakmıştım. Hayvanlarla ilgilenen insanlar vardı. Tanımıyordum çalışan işçiler olmalıydı. Tam sigaram bitmişti ki yengem seslendi.
-Kuzum ben banyoya giriyorum bebeğe bakalak oluver.
-Tamam yenge geldim.
İçeriye girdiğimde yengem yeni aldığı çamaşırlarını Pazar arabasının üstünden almış, içeride ki banyoya doğru gitti. Bebek uyuyordu oturdum. İçeride ki sesleri dinliyordum. Su sesi geliyor, yatak odasının kapısı kapalıydı. Biraz zaman geçti ama içim içimi yiyordu gidip izlemeliydim yengemi. Kapıyı tıklattım duymadı. Su sesleri geliyordu. Yatak odasına girdim banyo kapısına kulağımı dayadım. Su sesi geliyor ama başka bir ses daha geliyordu. Meraklı gözlerle delikten uzattım kafamı. Hiç bir şey göremiyordum. İzlemeye devam edince yengem tam kapının önüne geçmiş, tabureye oturmuş, bacaklarını ayırmış amını okşuyordu yıkanırken. Çok güzel amı vardı. Memeleri muz gibi, uçları sert dik, incecik vücudu, sikim kazık gibi olmuştu iyice. Şeytan diyor gir içeri çatır çatır sik. Bir süre izlemeye devam ettim yengem görüntüden çıktı, bir yere geçti, elinde salatalık ile geri gelip oturdu. Amınının dudaklarını ayırıp incecik salatalığı sokmaya başladı. Bari kalın alsaydı, deliğini genişletmek istemiyordu sanırım. Japon siki kadar bir salatalığı sokup, çıkartıyor. Gözlerini kapatmış zevkten dudaklarını ısırıyordu. Acaba otobüste amını götünü okşadığım, değdirdiğim için mi yapıyordu? Git gide hızlandı. Sapur supur sesler geliyordu. Ama ben gerizekalı delikten bakarken heyecana gelmiş kafamı kapıya vurmuştum. Elindeki salatalığı hemen kenarıya attı.
-Kuzey sen misin?
-Şey evet yenge
-Ne oldu kuzum?
-Cevat uyanmıştı ağlıyordu da buraya gelince kesildi ağlaması sen yıkan yok bir şey.
-Tamam kuzum çıkıyorum zaten.
Ulan kadının işini yarım bıraktık diyordum içimden. İçeride oturmuş televizyon bakıyordum. Yengem ıslak saçlarıyla çıktı geldi. Altına eşofman, üstüne tişört giymişti. Hemen bebeğin yanına gidip kontrol etti.
-Uyuyor.
-Evet, sen banyodayken huysuzlandı biraz ama uyudu tekrar. Kokunu özledi herhalde yenge.
Kısık sesle gülüyor
-Olabilir.
-Denedin mi aldıklarını?
-Denemedim
-Ya denk gelmezse giyseydin bir.
-Yok ya biliyom bedeni mi denk gelir.
-İstersen dene.
-Sonra denerim. Aç mısın kuzum?
-Yok yengem ama çayını içerim
-Tamam koyayım tüpe kaynasın. Gel sigara içelim.
Bahçeye çıktık sandalyeye oturduk. Sigara uzattım yaktı. Sigaralarımızı içerken sessizliği bozdu.
-Sen boxer giymemişmiydin pazara giderken?
-Giydim yenge? O nereden çıktı?
-Otobüs dolu olunca giymedin sandım da. Hiç giyili gibi değildi.
-Yenge kusura bakma ya o kalabalıkta elim kolum
-Şeyin
-Neyim?
-Elin kolun hariç şeyin de baya çarptı. Otobüste ortada duran direk sandım. Dayandım bende düşmeyeyim diye arkamda seni görünce şaşırdım.
-Hahaha o kadar mı sertleşmiş ya.
-Yani direk sandım ben ondan o kadar dayandım.
-Yok gene sorun değil yengemsin sonuçta
-Aynen yani aklına bir şey gelmesin kuzum
-Yok yenge ne gelecek saçmalama gözünü seveyim. Zaten o kalabalıkta arkanda başkası dursun istemedim o yüzden tuttum seni.
-Bak sen korurmuşta yengesini.
-Tabi yenge sonra başka direğe dayanırsın oda sana dayar allah muhafaza.
Kahkaha atıyordu.
-Doğru dedin en azından tanıdığım, bildiğim direk dayasın
Bunu söylerken kahkaha atıyordu.
-Aynen yenge. Yabancı direktense bilindik direk daha iyi.
-Öyle kuzum. Çay olmuştur. Sen kat iç ben yemek için fasulye ayıklayacam.
Ben çayımı doldurdum, çıktım oturdum bahçeye. Mutfağın penceresinden fasulyeleri yıkarken gözümün içine bakıyordu. Gözümün önünden o manzara gitmiyor, küçücük amına japon siki kadar salatalığı nasıl sokup çıkartıyordu. Gözleri dönüyordu onda bile, sikimi yese zevkten uçardı bu karı.
Telefonum çalmaya başladı. Arayan İlayda;
-Efendim aşkım.
-Canım ne yapıyorsun aramadın hiç.
-Bir tanem iş güç ya arayacak zamanım olmuyor şimdi de çalışıyorum. Konuşalım mı daha sonra.
-Tamam aşkım kolay gelsin. Bu arada Ferhat seni sordu aramış ulaşamamış. Tamam ben ararım onu da sonra.
Hemen Ferhat’ı aradım.
-Alo kanka beni aramışsın.
-Adamım ne yapıyorsun biz kadının numarasını bulduk onu haber vermek için aradım seni.
-Süper şimdi o numarayı at bana. Bu kadının adı ne? Nerede oturuyor biliyormusun
-Kanka kadının adı Esma, konakta bir yerde oturuyor.
-Sen neredesin şuan?
-Konak’a yakın bir yerde oturuyorum
-Süper bekle benden haber.
Kadını aradım;
-Alo esma hanımla mı görüşüyorum?
-Evet buyurun siz kimsiniz?
-Efendim merhaba rahatsız ettim kusura bakmayın. Falanca baknasından arıyorum ismim Kürşat.
-Buyurun Kürşat bey.
-Efendim bankamız da bir karışıklık olmuş, sizin adınıza şu kadar miktarda kredi çekilmiş bunu siz mi çektiniz?
-Hayır ne alaka ben kredi felan çekmedim?
-Bir yanlışlık olduğunu fark etmiştik rica etsem Karşıyaka şubemize gelebilir misiniz?
-Ben şuan alsancakta kuafördeyim ancak yarın gelebilirim.
-Peki efendim sizin aracınız beyaz sedan şu plakalı araç mı?
-Hayır benim aracım üstü açık siyah plakası da şu.
-Efendim karışıklığı düzeltmeye çalışacağız. Lütfen bizden haber bekleyin. Araç bu gözükmüyor parayı çeken kişinin o yüzden sordum.
-Peki Kürşat bey bilgilendirin mutlaka beni. Yarın geleceğim.
-Tabii efendim iyi günler.
Hemen Ferhat’ı aradım.
-Alo Ferhat.
-Efendim kanka.
-Bro kadın alsancakta kuaförde arabası şu plakası şu şimdi gidiyorsun alsancağa bu arabayı arıyorsun. Araban ile git, kadını takip edip müsait bir yerde kadının arabasına çarp.
-Ne saçmalıyon amına koyim?
-Bu dediğimi Mete’ye de anlat ikiniz gidin. Ama araca çarparken Mete araçta olmasın. Hadi amına koyayım ya dediğimi yap yürü git bul arabayı.
-Bir yarrak anlamadım tamam amk
-Bekle anlatıcam işte şimdi arabaya çarpınca diyeceksin ki; “Efendim yanlışlıkla oldu çok özür dilerim tüm masrafları karşılayacağım lütfen sizi korkuttum kendimi affettirmek istiyorum ne zaman müsaitsiniz bir yemek yiyelim böyle kadını yağla balla tamam mı ha birde şık giyin zengin görün iyice, kadın seni görünce canı çeksin”
-Vay amk ulan Kuzey şeytansın ha
-Bak güveniyorum sana yaparsın değil mi?
-Ayıpsın şimdi anladım olayı merak etme her türlü kafalarım kadını.
-Tamam hadi göreyim koçum seni. Beni ara haberdar et durumlardan.
Yengem içeriden seslendi;
-Kuzum bebeği sallarmısın yemek yapıyorum.
-Tabii yenge geldim.
İçeriye girdim. Mis gibi yemek kokuları geliyordu. Beşiği sallayıp Cevat’ı uyutmuştum, yengem yemek hazır olmak üzere ayran çalkalayım mı? Diye sordu saat akşam 8 e geliyordu neredeyse.
-Olur yenge çalkala güzel uyku çekelim
Manzur bir gülümseme vardı yüzünde.
Yengem mutfakta ayranı çalkaladı, sofrayı kurdu. Güzelce yemeğimizi yedik. Çay koymak için mutfağa gitmişti. Su içmek için yanına gittim.
-Yengem pardon bardak alacamda.
Bulalık yıkadığı yerden kenarıya kaçıldı.
-Al kuzum
Yengemin arkasından bardaklığa uzanıp bardak alıyor, bir taraftan o güzel götüne sikimi yaslıyordum. Resmen abanmıştım yengeme. Çeşmeden su doldurup içtim. Telefonum çalıyordu koşarak aldım, dışarıya bahçeye çıktım Ferhat arıyordu;
-Adamım ne yaptın?
-Kanka şuan yemekteyiz.
-Harbi mi diyon la?
-Valla kanka, kapatmam lazım mete dışarıdan kameraya çekiyor herşeyi.
-Helal len iyi akıl ettiniz.
-Hadi kapatıyorum kadın geliyor.
Keyifle sigaramı yaktım içiyordum. Yengem elinde çayla çıktı geldi yanıma.
-Kuzum ne yapıyorsun?
-Ne yapayım yengem arkadaşla konuşuyordum. Ellerine sağlık güzel yemişim, göbek şişti.
-Hahah genç adamsın eritirsin, kızlar rahat bırakmıyor tabii buldular yakışıklı çocuğu,
-Yok be yenge.
-Öyle öyle, çok yakışıklısın kuzum.
-Teşekkür ederim yengem.
Çaylarımızı içiyor böyle konuşuyorduk, konu sürekli bel altına çekilmeye çalışılıyordu, ve bunu yengem yapıyordu.
-Kuzey sürekli kalkık mı?
-Yok yenge.
-E neden sürekli kalkık gibi duruyor.
Anladığım kadarıyla yengem sürekli oraya bakıyor, gözlerini alamıyordu.
-Yok yenge normal hali o, pantolondan öyle duruyordur belki.
Bu tarz konuşmalar ile çaylarımızı içtik, eve girmiştik saat 11 olmuş uyuyacaktık artık. Yorganlara yardım etmek için yengemin yatak odasına gidip yüklükten yorganları aldım. Yengemde yastıkları almak için önüme sokuldu, sürekli götünü sikime dayama çabası içerisindeydi. Bunu da başarıyor, sürekli sürtünüyordu bana. Yatağımı yengem hazırlıyor, ben onun domalmalarını izliyordum,
-Yengem hazır yatağın sokul yat, ben üzerimi değiştireyim.
-Tamam yengem de soyunayım.
Üstümde tişörtüm, altımda boxer ile yatacaktım, yengemi dikizlemek geldi aklıma içine ne giyecek merak ediyordum. Zaman geçiyordu artık. Yarın eve dönecektim dönmeden bir şeyler yapmam gerekiyordu artık. Hazır evde kimse yok…
Kapının deliğine gözlerimi dayadım. Yengem çırılçıplak duruyor, yeni aldığı benim beğendiğim beyaz iç çamaşırlarını içine giyiyor, üstünde ince ip askılı, altında bol Veysel abinin şortlarından giydi kapıya doğru geldi, yatağıma uçtum bir hışımla,
-Hava çok sıcak yenge valla boxer ile yatacam üstüme pike aldım.
-Sorun değil yengem nasıl rahat ediyorsan öyle yat. İyi geceler kuzum çok yorgunum. Bir ilaç içmiş yatmıştı.
Bende pikeyi üstüme alıp yattım. Yengeme ne yapabilirim diye düşünüyor, gözüme uyku girmiyordu, yatakta kıvranıp duruyor, gözlerim yengeme gidiyordu. Götünü bana dönmüş, yüzü duvara dönük uyuyordu. Zor da olsa içim dalmış, uyumuştum. Gece saat 1 olmuş telefonum titriyordu, ona uyandım arayan ferhattı. Dışarıya çıktım konuşmak için;
-Kanka ne yaptınız?
-Kanka kadın evine kahve içmeye davet etti, şuan oraya gideceğiz, Mete den kamerayı aldım kayıt edeceğim her şeyi,
-Helal kanka, Mete takip etsin sizi, videoyu güzel çek senin yüzünü kapatırız, sen kadını güzel sik. Hadi bakayım.
Saat 1,30 oluyor, dışarıda sadece ay ışığı parlıyordu. Yengem gece lambasını yakmamış, önümü zor görüyordum. Gittim lambayı yaktım. Kafamı çevirince yengem üzerinden pikeyi atmış, bacaklarını ayırmış, şortun bolluğundan kasıklarına kadar sıyrılmıştı şort, o dantelli külotu gözüküyor, üstünde ki ip askılısı yukarıya sıyrılmış seksi göğüsleri görünecekti neredeyse, göbeği olduğu gibi meydandaydı.
Yanına yaklaşıp, onun frikik dolu vücudunu izlemeye başladım. Ufak tefek dürtmek için elledim, hiç tepki yoktu. Kafama koydum dün geceden de ileriye gidecektim bugün. Artık gitmeliydim. Yarın öğleden sonra eve gidecektik çünkü…
DEVAM EDECEK…
LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİNİZ!…
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32